9 Kasım 2011 Çarşamba

BAYRAM GÜNÜBİRLİK KAÇAMAĞI :)))





Bugün bayramın üçüncü günü ziyaretler yapıldı veee artık kendimize zaman ayırmanın vakti geldi. Çoğu kişi tarafından artık bayramlar tatil günü gibi algılanır oldu aslında yaşadığımız zaman ve ortamda düşünülmeyecek gibi değil. Uzun ve yorucu çalışma dönemleri, çocuktu evdi v.s. insan birkaç gün kaçası geliyor ama diğer yandan da bayramlarımızın hakkını vererek kutlamak geliyor. Özellikle gelecek nesillere en azından bu kültürel mirası bırakmamız gerekiyor. 2,5 yaşında dünyalar tatlısı bir oğlum var ve canım oğlumunda  ileride bayram günlerini en güzel şekilde hatırlamasını isterim. Eskisi gibi tadı tuzu kalmasa da en azından ölmemesi için uğraşmalıyız, büyüklerinin elleri öpülür, ziyaretler yapılır, mezarlıklar ziyaret edilir, dualar edilir, yardımlaşılır, küçüklere ufak hediyeler ya da küçük cep harçlıkları :)) ileride hiç unutamayacakları zaman dilimleri olacaktır, en azından bende öyle. En güzel zamanları dün gibi hatırlarım hala.......

Bugün ailecek çıktık yola, plansız programsız... Çünkü aksi olduğunda ne zaman plan program yapsam son anda mutlaka aksilik olur ve tabiki sonuç hayal kırıklığı.... Öğlen saatlerinde çıktık yola ilk durak Sarıyer.. Veee tabiki Tarihi Sarıyer Börekçisi oluyor - başka yerde şubesi yok-  orada bir porsiyon kıymalı kol böreği yenir :)) yanlış anlaşılmasın tek başıma değil 3 kişi yedik :))) Oradan sahilde bir tur attıktan sonra bu arada canım oğlum Ergin - kendisinin nickname TOSUNAMİ :)) olur - güvercinleri kovaladı, miskin miskin şekerleme yapan sokak köpeklerini kendisiyle oynamaları için ufaktan uyandırdı ... Temiz hava almamızın sonucunda  karnımız yine acıktı tabi hemen sahil kenarında balıkçıda birşeyler atıştırdık veee yeni rota için arabamıza atladık....



Yol bizi nereye götürdü bilin bakalımmmm....Kilyos sahili... Giderken Fatih Ormanının yan yolunu takip ettik , her iki taraf ağaçlarla kaplı uzuuun bir yol, huzur verici yeşil ve sarının tonları. Kilyos sahilinde indik ve deniz kenarı boyunca yürüdük, yürüdük ve yürüdük...  Deniz mavi ve hafif dalgalı.... Dalga seslerini dinlemek o kadar dinlendiriciki başka hiçbirşey duymuyorsunuz..... Size hoşgeldin diyen soğuk bir sonbahar rüzgarı.... En çok canım oğlum Ergin'im bu işe sevindi özgürce koştu koştu, düştü (bunu çok sık yapar) kalktı yine koştu bıkmadan usanmadan :)) kumlarda bata çıka..O'na baktıkça insanın hep çocuk kalası geliyor, tek dertleri oynamak, koşmak, keşfetmek, istemek .... ve daha aklıma gelmeyen bir sürü şey... Henüz hayatın ikiyüzlü tarafıyla tanışmamış olmak, işte sırf bu yüzden hep ÇOCUK kalmak , ne güzel olurdu.... Derken baktık serinlik arttı yanaklar soğuktan kızarmaya yüz tuttu veee gitme vakti geldi..



Dönüş yolunda yol kenarında minibüs, yanında mis gibi açılan gözlemeler, ateşin üzerinde semaverde demlenmiş misss gibi tavşan kanı çay, ne kadar oturduğumuzu hatırlamıyorum ama yediğim gözleme Ortaköydekilerle boy ölçüşecek düzeydeydi ve o soğukta içilen sıcacık çay içimizi ısıtan, mis gibi salatalık, domates insan daha başka ne isterki.. En sevindiğim tarafı ise oğluma ıspanak yediremezken ıspanaklı gözlemeyi hapır hupur mideye indirip tekrar istemesi oldu... Ve canım evimize dönüş yoluna geçtik , yolda Türk Sanat Müziği şarkıları eşliğinde , oğlumunda bu yorgunluğun üzerine uyuyakalması ile........



Kilyos sahilini fotoğraflayabildim sadece :(( diğer fotoğraflar temsili olarak internetten seçildi, en kısa zamanda çok güzel bir fotoğraf makinesine sahip olunca burada görmüş olduğunuz her kareyi kendim çekmek istiyorum....

Sevgiyle kalınnnnn , nice güzel bayramlara............

0 yorum:

Yorum Gönder

CANIM OĞLUM ERGİN'İM

Lilypie Fourth Birthday tickers

Special design for Hayat Her Daim Güzel by GeCe